Biyografisi
Babası polis şefi Alberto Fermidir. İlk olarak dilbilgisi okuluna kaydoldu.Onun ilk matematik ve fiziğe olan yeteneğini keşfeden ve destekleyen babasının arkadaşlarından A. Amidei olmuştur.1918'de Pisa Üniversitesinin bursunu kazandı. Pisa Üniversite'sinde 4 yıl kaldıktan sonra 1922'de profesör Puccianti'den doktorasını aldı.
Bir yıl sonra 1923'de İtalyan hükümetinden burs kazandı ve Göttingen'de profesör Max Born'la birkaç ay birlikte çalıştı. Rockefeller bursuyla 1924'de Leyden'e Paul Ehrenfest'le birlikte çalışmaya gitti. Aynı yıl Floransa Üniversitesi'nde matematiksel fizik dersleri vermek için İtalya'ya gitti.
1926'da Fermi günümüzde Fermi istatistiği olarak bilinen Pauli parçaçıklarının istatistiğini keşfetti. Bose-Einstein istatistiğine göre hareket eden bozomların tersine, bu parçacıklar fermion olarak bilinir. 1927'de Fermi, Roma Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü oldu. Bu görevini, Nobel ödülünü aldıktan hemen sonra, 1938'de Mussolini'nin faşist diktatörlüğünden kaçıp Amerika'ya göç edinceye kadar sürdürdü.
Roma'daki ilk yıllarında kendini elektromanyetik problemlerin çözümüne ve bazı spektroskopik olayların teorik olarak açıklamasına verdi. Fakat asıl ilerlemesini çalışmalarını elektron ve atom çekirdeği üzerine yaptığı zaman gerçekleştirdi. 1934'de Beta Bozonu Teorisini geliştirerek Pauli'nin radyasyon teorisi ile birleştirdi. Curie ve Joliot'un yapay radyasyonu keşfinden sonra nötron bombardımanına tutulan aşağı yukarı her elementin nükleer dönüşüme tabi olduğunu keşfetti. Bu araştırma, yavaş nötronların ve nükleer füzyonun keşfine, ayrıca o zamana kadar periyodik tabloda bilinen elementlerden farklı elementlerin bulunmasına yol açtı.
1938'de Fermi tartışmasız nötronlar konusunda en iyiydi. Bu çalışmalarına Amerika'da da devam etti. Amerika'ya varışından hemen sonra Columbia Üniversitesi'ne fizik profesörü olarak atandı. Hahn ve Strassmann'ın 1939'un başlarında füzyon'u keşfinden sonra ikincil nötronların yayılma ve zincirleme reaksiyon olasılığını hesapladı. Bu çalışmalarına büyük bir istekle devam etti ve birçok deneyden sonra kontrol altındaki ilk zincirleme reaksiyonu gerçekleştirdi. Bundan sonra atom bombası yapımındaki sorunların aşılmasında önemli rol oynadı, Manhattan Projesi liderlerinden biriydi.
1944'de Fermi Amerikan vatandaşı oldu. II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1954'de ölümüne kadar sürecek olan nükleer çalışmaları için Chicago Üniversitesi'nden profesörlük teklifini kabul etti. Burada yoğunluğunu yüksek enerji fiziğine verdi ve pion-nucleon etkileşimi çalışmalarına öncülük etti. Yaşamının son yıllarında Fermi kozmik ışınların kaynağını araştırmakla geçirdi. Sonunda kozmik ışınların çok büyük enerji kaynakları olduğunu gösteren bir teori geliştirdi.
Söz konusu tertip nötronları, termik hızlarla yavaşlatan grafit blokları ile bir araya getirilmiş uranyum içerecek şekilde Chicago Üniversitesi'nin bahçesinde kurulmuştur. Nötronları soğurmak ve böylece reaksiyonun hızını kontrol etmek amacıyla, atom piline kadmiyum çubuklar yerleştirildi. Kadmiyum çubuklar yavaş yavaş çekildi ve kendi kendine devam eden zincir reaksiyon gözlendi. Ferminin bu başarısı, dünyada ilk nükleer reaktörün imali ve atom çağının başlangıcı olmuştur. Fermi 53 yaşında iken kanserden öldü. Bir yıl sonra yüzüncü element keşfedildi ve kendisinin onuruna bu element fermiyum olarak adlandırıldı.
Ona Nobel ödülü yavaş nötronların yarattığı radyasyon ve nükleer enerji alanındaki çalışmalarından dolayı verildi. Fermi Laura Capon ile 1928'de evlendi. Giulio adında bir oğlu Nella adında bir kızı vardır. Boş zamanlarında yürümeyi, tırmanmayı ve kış sporlarını severdi. 29 kasım 1954'de Chicago'da öldü
0 yorum:
Yorum Gönder